Turizmin İnsani ve Sosyal Vizyonuna Doğru
Giriş
Sosyal turizmin bugünkü anlamı nedir? Sosyal turizmin ana aktörleri, kendi işlevlerini nasıl algılıyorlar? İnançları ve emelleri nedir?
Halihazırda, dünyada, üçüncü binyılın eşiğinde karşılaştığımız konular ve beklentiler nedir?
Yirmi beş yıl önce OITS, zamanımız için asli önem taşıyan bir bildiri olan Viyana Tüzüğü ile turizmin sosyal, kültürel, politik ve ekonomik
boyutlarını belirledi.
Dünya Turizm Örgütü, Manila Bildirgesi ile sosyal turizmin hedeflerini resmen teyit etti.
İleriki yıllarda sosyal turizm ne anlama gelecek? Montreal Bildirgesi’nde ele alınması gereken kritik husus budur.
1. SOSYAL TURİZM:
Ayrımcılık ve entegrasyonun zorlamasının getirdiği zorluklar karşısındaki bir yüksek ideal.
Bugün,
• En zengin ülkelerdeki büyümenin düzensiz olduğu ve toplumun tüm kesimlerinin artan bir mahrumiyet içinde yaşamasının ciddi bir
sosyal huzursuzluğa yol açtığı,
• Henüz akıl almayan sosyal ve kültürel fırsatlar yaratan, bilim ve bilişim teknolojilerinde kaydedilen ilerlemelerin azalan bir işgücü ile el
ele süregeldiği,
• Kendi serbest piyasa mantığı doğrultusunda işleyen büyük iktisadi ittifakların oluşturulduğu,
• Bazı ülkelerin iç turizm olanaklarını açan hızlı büyüme yaşadığı,
• Diğer ülkelerin, hatta tüm kıtaların korkunç bir fakirlik içinde kıstırılmış olduğu,
• Anlam arama hakkının her yerde savunulduğu, bir dünyada, turizm hızla büyümektedir. Biz, iş ve keyif seyahatlerinde, sınırların
açılmasında, gidilecek yerlerin çeşitlenmesinde, yeni iletişim ve ulaşım vasıtalarında harikulade bir artışın tanıklarıyız.
İşe adanan zaman ile boş vakit ve seyahate ayrılan zaman arasındaki küresel aksaklığa paralel olarak, bazı ülkelerde, çocuk fahişeliği
kadar uç durumlar da dahil, yerel insanların kabul edilemez şekillerde sömürülmesinin de tanıklarıyız.
Madde 1. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, tüm insanların dinlenmeye, boş vakte, sınırlanmış iş saatlerine ve ücretli tatile hakkı
olduğunu beyan eder.
Bu hak henüz evrensel çapta kabul edilmemiştir ve her zaman herkesin seyahat ve boş vakit fırsatlarına erişebilmesini temel amaç kabul
etmiş sosyal turizmin aydınlatmış olduğu yol doğrultusunda, boş vaktin ve turizmin insan ihtiyaçlarına hizmet etmeye boyun eğmesinin
şiddetle kovalanması gerekmektedir.
* Bu Bildirge Uluslararası Sosyal Turizm Bürosu’nun (BITS) 12 Eylül 1996 tarihli Montreal Genel Kurulu’nda kabul edilmiştir. Bu Genel
Kurul’a BITS üyesi TC Kültür ve Turizm Bakanlığı delegesi de katılmıştır. BITS’in adı 20 Eylül 2010’da Rimini’de yapılan Genel Kurul’da
Uluslararası Sosyal Turizm Örgütü (OITS) olarak değişmiştir.
Madde 2. Tüm turizm geliştirme teşebbüslerinin ana amacı, her şahsın hem insan hem de yurttaş olarak kendi kapasitesine tamamıyla
erişmesini sağlamak olmalıdır.
2. SOSYAL TURİZM: GELECEK İÇİN AVANTAJLAR
Sosyal turizm: “Bir toplum biçimlendirici”
Madde 3. Aileler, gençler ve yaşlılar da dahil, turistik boş zamanı herkes tarafından değerlendirilebilir hale getirmek, kültürel açıdan farklı
olanları, sınırlı imkanları olanları veya gelişen ülkelerde oturanların karşılaştığı eşitsizlik ve dışlanmaya karşı devam eden mücadeleye
katılmak anlamına gelmektedir.
Bu amaca ulaşabilmek için belirli tedbirler tespit edilmeli ve uygulanmalıdır: turizmin sosyal politikaların tanımı, altyapı yaratılması,
mağdur kesimler için destek sistemlerinin kurulması, bilinçlendirme ve sair personel eğitimi, vb. Kapsamlı bir stratejinin unsurlarını
oluşturan mütevazı teşebbüsler, “toplumu biçimlendirmekte” büyük çaplı projelerden daha başarılı olabilir.
Madde 4. Tatiller ve seyahat, fiziksel, sanatsal, sportif ve boş vakit faaliyetleri vasıtasıyla, eğitim veya nesiller arası sınırlara bakmaksızın
insanlar tanıyarak ve turistlerin kendi istekleriyle üstlenmiş oldukları sair yükümlülükler ile yeni yerlerin, kültürlerin ve uygarlıkların
keşfiyle, kişisel zenginleşme için özellikle uygun durumlar sağlayabilir.
Sosyal turizm işletmecileri, hem eğitimleriyle hem de animasyon faaliyetleriyle insan ilişkilerinin ilerlemesine katkıda bulunmak
istemektedirler. Sosyal turizm, sosyal birliktelik için bir araçtır.
Sosyal turizm: Ekonomik büyümeyi teşvik edici
Madde 5. Dünya genelinde yüz milyonlarca insan seyahat eder ve tüm gelir ve yaş gruplarına hitap eden sosyal turizm onlara kucak
açar. Sosyal turizm, dayanışma ve sosyal politika ile bilgilendirilen bir ekonomik iklimde gelişir. Bunun karşılığında ise, sosyal turizm,
fevkalade iktisadi fırsatlar sunar ve fazlasıyla sunmaya devam edecektir.
Herkes için turizm, ekonomik güç için önemli bir unsurdur. Bölgesel kalkınmaya katkıda bulunan, ulusal ve uluslararası zenginlik yaratan
ve daha zengin ekonomilerin kaynaklarının daha fakir ülkelerin ekonomilerine devrine yol açan, sürekli bir insan ve yatırım akışı üretir.
Madde 6. Turizm toplumun tamamının yararına olmalıdır. Yararları, bölgelerin ve vatandaşların genel sosyal ve ekonomik kalkınmasına
katkıda bulunmalıdır. Turizm sektörü hem istihdam sağlamalı hem de tüm çalışanlarının temel haklarını garanti etmelidir.
Madde 7. Turizmin gelişmesindeki tüm ana aktörler aynı ekonomik kısıtlamalara tabidir. Girişimci, tesis yöneticisi, tur organizatörü veya
rehberi, eğitimci veya eğlendirici olsunlar, hepsi aslında yeterlilik, profesyonellik ve performans beklentilerine tabi ekonomik temsilcidirler.
Sosyal gelişim amacının elde edilmesi, örnek yöneticiliğe ve iyileşen sonuçlara bağlıdır.
Sosyal turizm: Arazi yönetimi uygulamalarına iştirak etmek
Madde 8. Uluslararası örgütler tarafından desteklenmesinden çok daha önce, “sürdürülebilir kalkınma” kavramı, sosyal turizm tarafından
kabul edilerek aşağıda belirtilen amaçlar ile ifade edilmişti:
• Turizmin gelişimi, çevrenin korunması ve yerel toplulukların kimliklerine saygı arasında bir uzlaşma sağlamak;
• İhmal edilmiş bölgelere yeni kaynaklar sağlamak;
• Kaynakları tüketmeden kalkınmayı teşvik etmek;
• Yerel iktisadi, sosyal ve kültürel kazançlar üretmek.
• Küresel seviyede turizm bölgesel kalkınmanın çarklarından biri olsa dahi, alanın kontrol edilmeden istilasına, yerel nüfusun
sömürülmesine veya kültürünün yok edilmesine hiç bir zaman sebep olmamalıdır.
Madde 9. Turizm, bir çok kırılgan ekonomi için ümit teşkil edebilir ve etmelidir. Doğal çevrenin korunması, ticari veya şahsi kazanç
sağlamak isteyen örgütlerin veya kişilerin açgözlü baskısına karşı direnebilmelidir.
Madde 10. Turizm geliştirme projelerinin girişimcisi ve yöneticisi olarak sosyal turizm, turistler ile ilgili önemli bir rol oynar. Görevi, bilinci
arttırmak, bilgilendirmek ve çevre ve yerli toplumlar için saygı telkin etmektir.
Sosyal turizm: Küresel kalkınma programlarında bir ortak
Madde 11. Diğerleri ile beraber, Nüfus ve Çevre Hakkındaki Stockholm Konferansı, Birleşmiş Milletler programları ve Rio Yeryüzü Zirvesi,
mevcut nesillerin büyümeye koymaları gereken sınırlar ile ilgili sorumluluklarını açıkça belirlemiştir.
Kontrol altında tutulduğunda ve doğal çevre ile yerli toplumlara saygı gösterdiğinde, turizmi bir çok gelişen bölge için ekonomik, sosyal ve
kültürel ümitlerden birini teşkil etmektedir. Dolayısıyla, mevcut ve geleceğin sosyal turizm işletmecileri, kalkınma programları düzenlemek,
hukuki ve mali çerçeveleri oturtmak ve küresel kalkınma programları için planlanan tüm turist projelerinin yönetim, eğitim programları ve
animasyonuna katkıda bulunmak için, çok uygun şekilde konumlanmışlardır ve konumlanacaklardır.
Madde 12. Turist gelişmesi bir çok yerel yetkilinin, sosyal örgütlerin, sendikaların, mali ortakların, aile, gençlik, kültürel, spor ve ekoloji
hareketlerinin ve tabii ki aralarında halkın menfaatine hizmet eden sosyal turizm işletmecilerinin de bulunduğu turizm endüstrisindeki
profesyonellerin desteğini gerektirdiğinden, dünya genelinde işbirliği ve ortaklığın yeni çeşitlerine ihtiyaç vardır ve olacaktır.
3. SOSYAL TURİZMİN TANIMI İÇİN KRİTERLER
Madde 13. Ana sözleşmesi veya hedef bildirisinde kendini seyahat ve turizmi en çok sayıda insan için erişilebilir hale getirme sosyal
hedefi ve amacı ile tanımlayan ve böylece kendini tek amacı azami kâra ulaşmak olanlardan ayıran her turist örgütü (birlik, kooperatif,
dayanışma birliği, vakıf, federasyon, kamu yararına çalışan dernek-STK, şirket, vb…), sosyal turizm hareketinde üyelik iddia edebilir.
“Sosyal” kelimesi, artan bir birliktelik ve kardeşlik hissi uyandırabilir ve bugün dünya genelinde hâlâ boş vakti olmayan bir çok insan için
umut kaynağı olabilir.
Madde 14. Bu iddianın gerçekliği, aşağıda belirtilen doğrulanabilir şartlara tabiidir:
1. Teklif edilen faaliyetlerin, şahsın gelişimini ve şahsa saygıyı destekleyen sosyal, eğitimsel ve kültürel hedefleri bir araya getirmeleri.
2. Hedef toplumun, ırksal, kültürel, dini, politik, felsefi veya sosyal sebeplere dayanan ayrımcılık yapılmadan açıkça tespit edilmesi.
3. Ekonomik olmayan bir katma-değer önerilen ürünün ayrılmaz bir parçasını oluşturur.
4. Yerel çevre ile yıkıcı olmayan bir bütünleşme isteği açıkça belirtilir.
5. Sözleşme belgelerinde, faaliyetin çeşidi ve fiyatı açıkça belirtilir. Fiyatlar belirtilen sosyal hedefler ile uyumludur. Yıllık fazlalar, kısmen
veya tamamen, halka sunulan hizmetleri iyileştirmek amaçlı yatırımda kullanılacaktır.
6. Personel idaresi sosyal mevzuat ile uyumludur ve iş memnuniyetini teşvik etmeyi ve uygun süregelen personel geliştirme eğitimi temin
etmeyi taahhüt eder.
Madde 15. Turizm işletmecileri gerekçeleri yasalarda veya düzenlemelerde değil, açıkça belirtilen bir hedefi elde etmek için yaptıkları
eylemlerde aramalıdırlar. Yasalar, gelenekler, uygulama ve değişen mevzuat uyarınca değişken olabilir. Bu sadece sonuca ulaşmak için
bir araçtır. Bugün dünyada tek bir model bulunmamaktadır.
MONTREAL BİLDİRGESİ’NE AUBAGNE EKİ (2006)
DAYANIŞMA VE KALKINMAYA DAYALI BİR TURİZME DOĞRU
Giriş
Montreal Bildirgesi (1996) toplumu şekillendiren, ekonomik büyümeyi teşvik eden, yerel gelişim ve bölgesel planlamada rol alan taraf ve
küresel kalkınma programlarının bir ortağı olarak sosyal turizmin tarihî ve çağdaş ilişkisini hatırlatır.
Bildirge, 13. ve 15. maddeler arasında, sosyal turizmi sadece yasal yönden sınırlandırılmayan tanımlama kriterlerini belirtir. Buna
rağmen, sosyal turizm esas olarak sosyal ekonomide rol alanlar yani dernek ve kooperatifler tarafından idare edilir ve yönetilir. Yerel
nüfusun kimliğine saygı ve çevreyi koruma gereğini daha önce olmadığı kadar vurgular. Montreal Bildirgesi “sürdürülebilir kalkınma” yı
hedefleyen turistler ve turist kabul eden halk arasında bir dayanışma başlatmıştır.
Dikkate değer bir dayanıklılığa sahip dünya turizmi, doğal felaketler, sağlık tehlikesi, savaşlar ve terör gibi nedenlerden kaynaklanan
durgunlaşma dönemleriyle 1996’da Montreal Bildirgesi’nin kabulünden beri gelişmeye devam etmektedir. Bu, temelde nüfusun önemli bir
kesimini bir kenara bırakan ve beklenen olumlu etkiyi her zaman beraberinde getirmeyen kitle turizminin bir şeklidir. Endüstriyel yapısı
nedeniyle, kitle turizminin çoğunlukla turist kabul eden halkın zararına olacak şekilde ziyaretçilerin ülkelerine kazanç sağlaması, turizm
zincirinde rol alan herkesin dayanışması ve sorumluluğu üzerinde durarak turizmin butik şeklini sunanlar tarafından gittikçe artarak
şikâyet edilen bir olgudur.
Bunu göz önünde bulundurarak Montreal Bildirgesi’ne birkaç açıklayıcı bilgi eklemek ve ilaveler yapmak önemlidir.
OITS ÜYELERİ 1996’DA KABUL EDİLEN MONTREAL BİLDİRGESİ’NİN GÜNCELLİĞİ VE İLİŞKİSİNİ YENİDEN BELİRTMEK ÜZERE
2006 YILI MAYIS AYINDA AUBAGNE’DE YAPILAN GENEL KONGREDE BİRARAYA GELDİ
1. 1. maddeyle ilgili olarak, her bireyin mesai saati sınırlaması hakkı ve ücretli izin hakkının savunulmasında ve teşvikinde bağımsız ve
demokratik işçi sendikalarının rolüyle ilgili hatırlatma,
2. 2. maddede belirtildiği üzere, tüm turizm kalkınma girişimlerinin asıl hedefini oluşturan her bireyin hem şahıs hem de vatandaş olarak
potansiyelinin bütünüyle fark edilmesinin, hem turist kabul eden toplumları hem de ziyaretçileri ilgilendirdiğinin belirtilmesi,
3. 7. maddenin tanımlarına göre, turizmin kalkınmasında rol alanların performans, profesyonellik ve yeterlilikte aynı beklentiye tabi
olmaları umularak, işlemlerinin turist kabul eden topluma ekonomik yansımalarına ve kâr artışına olanak vermesinin sağlanması,
4. 9. maddeyi tamamlayıcı olarak, turist kabul eden toplumların turizm kârına ve kendi turist kaynaklarına erişime sahip olmaları
gerektiğinin ve ziyaretçilerin doğal ve kültürel çevreye olumsuz etkisinden kaçınmak için uygun sayılardaki gruplar tercih edilerek
ayrımcılık yapılmadan karşılanması gerektiğinin belirtilmesi,
5. 3. maddede söz edildiği gibi, ailelere, yaşlılara, gençlere ve çocuklarla gençler için okul dönemlerini de kapsayarak seyahatin tadını
çıkarırken aynı zamanda diğer çevreleri ve insanları keşfettikleri ve sosyal uyumlarına katkı sağlayan ayrıcalıklı zamanlar olan turların
geliştirilmesine özel ilgi gösterilmesi gerektiğinin dikkate alınması,
6. Sadece politik ve yönetimsel tedbirler yüzünden, uluslar arası turizmde çeşitli ülkelerden özellikle güney ülkeleri ve birkaç doğu
ülkesinden insanların turizme katılımlarının sınırlandırılmaması gerektiği ve dolayısıyla turist vizelerinin alınmasını kolaylaştırarak
insanların özgürce hareket edebilmelerini garantilemek için her seviyede çaba sarf edilmesi gerektiği kararının onanması,
7. 11. ve 12. maddelerde belirtildiği gibi, küresel kalkınma programlarıyla ortaklık açısından, turizm operatörlerini ve ziyaretçileri finansal
ve somut şekilde ve dayanışma ruhuyla turist kabul eden yerel toplumlarda proje kalkınmasını desteklemeleri için cesaretlendirmenin
önerilmesi,
8. 12. maddede belirtilen, kendileriyle işbirliği ve ortaklık kurulması gereken turizmde rol alanlar arasından birinin dayanışma bazlı
finansal işlemler, adil ticaret ve düşük faizli kredi vadeden sosyal ve kalkınma ekonomisinden kurumlar, kâr amacı gütmeyen birlikler ve
sivil kuruluşların organizasyonları ile birleşmesi gerektiğinin belirtilmesi,
9. Sosyal turizmi tanımlayan kriterlerden biri olarak 14. maddede sunulan sosyal mevzuat gereğince, yürürlükteki ortak sözleşme, işçi
temel hakları ve Uluslar arası İşçi Organizasyonu tarafından belirtilen ilkelere saygı gösterilmesi gerektiğinin belirtilmesi,
10. Doğal felaketler ve uluslar arası terörden kaynaklanan problemler ve dolayısıyla uluslar arası güvenliği artırma gereği nedeniyle
sadece turizmin kalkınmasını sağlamak değil, aynı zamanda zihinlerde dünya barışının güçlendirilmesiyle dinler ve kültürler arası diyalog
için, insanları bir araya getirmek için ve sürdürülebilir kalkınma için turizmi gerçek bir araç yapmak adına her şeyden önce çalışmak
zorunda olduğumuzun beyan edilmesi.
SOSYAL TURİZM POLİTİKALARI İÇİN ÇAĞRI
(RİMİNİ KARARI)
Tatil ve yıllık ücretli izin hakkını tanıyan uluslararası bildirgeleri (BM Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi [1948], Dünya Tatil Örgütü Dünya
Tatil Bildirgesi [2000], Quebec Bildirgesi [2008], Çocukların Hakları Bildirgesi [1989]…)göz önünde tutarak;
1999’da Dünya Turizm Örgütü tarafından kabul edilen Küresel Turizm İçin Etik Kuralları’nı dikkate alarak;
OITS üyeleri tarafından kabul edilen Montreal Bildirgesi (1996) ve Aubagne Eki’ni (2006) dikkate alarak;
Sosyal turizmi geliştirmek için 2006’da Avrupa Ekonomi ve Sosyal Komitesi tarafından kabul edilen Avrupa’da Sosyal Turizm belgesi ile
2009 ve 2010’da hazırlık faaliyetlerini finansal yönden desteklemek üzere alınan Avrupa Parlamentosu kararını dikkate alarak;
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ASK – ETUC) ile OITS’in “Tatil Hakkı: Kaybedileni Yeniden Talep Etme mi?” başlıklı deklarasyonunu
göz önünde tutarak;
BITS tarafından tatil ve turizmin olumlu etkileri ve sürdürülebilir kalkınma açısından zorluklar üzerine yapılan çalışmaları (seminerler,
kongreler ve araştırmalar) dikkate alarak;
Gelişmiş ülkelerde yaşayan nüfusun büyük bir bölümünün yılda en azından 24 saatlik bir tatil bile geçiremediklerini, tatillerde evde
kaldıklarını dikkate alarak;
Tatil olmayışının bir sosyal dışlanma anlamına geleceğini göz önünde tutarak;
Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda insanların genelde kendi başlarına tatile çıkamadan, ziyaretçileri ağırlamaktan başka seçeneklerinin
olmadığını dikkate alarak;
19 - 22 Eylül 2010 tarihleri arasında Rimini’de toplanan BITS Dünya Kongresi’nin katılımcıları turizmin temelde sosyal bir boyutunun
olduğunu şu şekilde onaylamıştır;
Turizm temel olarak sosyal boyutludur;
Turizmin önemli olan ekonomik boyutu, turizmin aynı zamanda bir serbest zaman şekli olarak insanların iyi vakit geçirdiği, dolayısıyla
ziyaretçiler ve ziyaret edenler için, insanlarla bir araya gelme, keşfetme ve rahatlama ihtiyacını karşılaması gereken bir olgu oluşuna
üstün gelmemesi gerekir;
Önyargıları sorgulayan ve dayanışmayı geliştiren, sosyal dışlamayla mücadelede bir yol olan ve karşılıklı anlayışı geliştiren eğitimlerine
katkı sağlayarak hem ulusal hem de uluslararası düzeyde insanların zihinsel ve bedensel sağlıkları üzerinde olumlu etkiye sahiptir;
Turizm, ayrım olmadan herkesçe erişilebilir olmalı ve sürdürülebilir kalkınma ilkelerine uygun ve adil olmalıdır.
Sonuç olarak, Rimini Kongresi katılımcıları,
- Hedefinde, turizmden etkili bir şekilde yararlanmalarını sağlayacak, özellikle gençleri, çocuklu aileleri, yaşlıları, düşük gelirlileri,
göçmenleri, bedensel özürlüleri ve turist kabul eden toplumları vurgulayarak herkes için turizme erişilebilirlik olan;
- Özellikle yurtiçi turizminin kalkınması ve bölgelerin değerlendirilmesi için sosyal turizmin önemini doğrulayan;
• Çalışanları endişe verici bir durumda bırakmadan, bu bölgede özellikle geride kalan ülkelerde minimum yasal tatil hakkını arttırmak için,
• Özellikle ortak kaynakları geliştirerek, toplumun farklı gruplarının koşullarına uyarlanmış tatil ihtiyaçlarına sermaye bulmak ve arttırmak
için,
• Düşük gelirli tatilciler için de olmak üzere, seyahatler ve tatilde kalınan yerler için finansal destek vermek üzere,
• Çevreyi ve sürdürülebilir kalkınma ilkelerini gözetirken, eğlence ve turizm amacı için bölgelerin olabildiğince erişilebilirliği ve
demokratikleşmesinin sağlanması için,
• Turist kabul eden bölge ve toplumlarda turizmin ekonomik ve sosyal yararını arttırmak için,
• Ekonomik ve sosyal katma değeri birleştirmeyi hedefleyen dernek ve kooperatifler gibi turizmde sosyal ekonomi kuruluşlarını
desteklemek için,
• Turizm çalışanlarına tatmin edici çalışma koşulları sağlamak için,
pratik ortalama faaliyetleri sağlayan;
- Ulusal ve uluslararası düzeyde sendika ve büyük sosyal turizm birlikleriyle ortaklaşa, kendine özgü ve yaratıcı çözüm bulmada hem
özel, hem de kamu sektöründe rol alan herkesin ilgisini teşvik eden
sosyal turizm politikalarını kabul etmesi için ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde kamu mercilerine talepte bulunmaktadır.
22 Eylül 2010, Rimini
Türkçe Çevirisi: FEST TRAVEL
( FEST TRAVEL adı kullanılarak alıntı yapılabilir. )